AHMET HAMDİ TANPINAR - BERİL SAYĞI
AHMET HAMDİ TANPINAR
Genç yazarlar topluluğu üyeleri olarak edebiyatta her döneme, her türe, her akıma dair araştırmalar yapmak ve yazılar yazmayı hedefliyoruz. Yazma konusunda yetkinlik kazanmak isteyen her okuyucu hayal, düşünme ve dil gücünü geliştirebilmek için sürekli okumalıdır. Yazmak, bu alanda kendini geliştirebilmek okumaya, okumak ve okuduğuna dair yorum yapabilmek de edebiyat alanında başarılı olmuş yazarların eserlerini incelemek ile mümkündür. Çünkü okumak, düşünme yetisini geliştiren; yazar-eser incelemesi yapmak da yazma becerisini besleyen en temel kaynaktır. Biz de bu bağlamlarda yazarlık adına belirli ve bilinçli bir tutum edinebilmek, okuduğumuz bir parçada yazar-eser ilişkisini irdeleyebilmek, edebiyatın çeşitli türlerinde eleştirel bir bakış açısına sahip olabilmek ve tüm bu edinimleri yazarlık serüvenimizde tecrübeye dönüştürebilmek için yazarları ve eserleri inceleyeceğiz. Fırsat buldukça da incelemelerimizden bazılarını sizlerle paylaşmak isteriz.
Yazmış olduğu eserler, temsil ettiği düşünceler ile çağını aşmış ve ardından yetişecek yazarlara öncü olmuş sanatçıların sayısı Türk edebiyatında da oldukça fazladır. Ahmet Hamdi Tanpınar da bu yazarlarımızdan bir tanesidir.
İncelememize Tanpınar’ın edebi yönüne, özelinde Saatleri Ayarlama Enstitüsü’ne ışık tutan bir pencereden baktığımızı söyleyerek başlamak isteriz. *Tanpınar, divan şiirinin ve aruzun terk edildiği bir ortamda henüz emekleme döneminde olan hece şiirini canlandırmaya gayret eden, poetika meseleleri üzerinde kafa yoran, mizaç bakımından metafizik ve mistik eğilimlere sahip bir nesle mensuptur. Fakültedeki öğrenimi sırasında kendisinden büyük bir minnet duygusuyla bahsettiği Yahya Kemal onun Batı edebiyatı ve divan şiiri zevki, bir şiir dilinin oluşumu yanında millet ve tarih hakkındaki görüşlerinin gelişmesinde rol oynamıştır. Dönem arkadaşlarının birçoğu ileriki yıllarda edebiyat ve kültür alanlarında önemli eserler vermiştir.* Şiir yazarken genellikle ölçü ve ses bakımından mükemmeliyetçiliği öncelemiştir. Bu mükemmellik şiirin şekil bakımından öne çıkan özelliklerine aittir. Roman ve hikayelerinde de konu şiirinde yazdığı konulardan farklı değildir. Tanpınar roman ve hikayelerinde de rüya ve zaman kavramları üzerine yoğunlaşır. Eserlerinde Marcel Proust’un etkilerini görmek mümkündür. Tanpınar geçmiş zamanı ve karakterlerin hatıralarını eserlerinde titiz bir üslup ile anlatmıştır. Örneğin Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nde zaman, romanın ana temasını şekillendiren en önemli kavramdır. Kitapta kronolojik bir sıra olmamakla beraber zamanı kesin çerçevelerle belirlenmiş hiçbir anı da mevcut değildir. Yazar okurunu şimdiden geçmişe, geçmişten şimdiye götürür ve zamanın bilindik tanımından farklı oluşu kitabın muhtevasını renklendirerek okuyucuya sunulur. Bununla birlikte Tanpınar hayatının katmanlarında hatıralarına eşlik eden karakterlerin ruhsal çözümlemesini yapar. Cemal Bey’den Selma Hanım’a, Nevzat Hanım’dan Sabriye Hanım’a, Turgut Bey’e, babasına, halasına… Ve en önemlisi Halit Ayarcı’ya dair anlattığı her şeyden bir roman çıkar. Ahmet Hamdi Tanpınar’ı çağdaşlarından ayıran özelliği, her bir karakterden çıkacak romanda zamanı iç içe geçmiş anılar silsilesinin üzerine düşen bir gölge olarak kullanmasıdır. İşte bu gölgenin ardında milli tarih, tasavvuf, hatıralar saklıdır. Gölgenin ardında anlattıklarını bulmaya muktedir okur, Tanpınar’ın kalemine alıştıktan sonra onu hep okumak isteyecektir.
Yazar ve şair Tanpınar, yaşamı boyunca eserlerinin halk tarafından ilgi görmediğini söyler ve bundan yakınır. Usta yazarın gelenekçi ve yenilikçi edebiyat çatışmasına dair fikirleri eserlerinde ses bulmuş, en meşhur romanı ‘’Saatleri Ayarlama Enstitüsü’’ başta olmak üzere vefatının ardından romanları, denemeleri ve hikayeleri büyük ilgi görmüştür.
Zamanın ardında kalem tutan yazarın ardından, zamanın ötesine kalem tutmayı hedefleyen okurları ve yazar adayları olarak onu meşhur dizeleriyle selamlıyoruz:
Ne içindeyim zamanın,
Ne de büsbütün dışında;
Yekpâre, geniş bir ânın
Parçalanmaz akışında.
Bir garip rüyâ rengiyle
Uyuşmuş gibi her şekil,
Rüzgârda uçan tüy bile
Benim kadar hafif değil.
Başım sükûtu öğüten
Uçsuz, bucaksız değirmen;
İçim muradına ermiş
Abasız, postsuz bir derviş;
Kökü bende bir sarmaşık
Olmuş dünya sezmekteyim,
Mavi, masmavi bir ışık
Ortasında yüzmekteyim...
(Bütün Şiirleri)
Ahmet Hamdi Tanpınar ( 1901 - 1962 )
Tanpınar'ın kaleme aldığı eserler:
Roman: "Huzur" (1949), "Saatleri Ayarlama Enstitüsü" (1962), "Sahnenin Dışındakiler" (1973), "Mahur Beste" (1975), "Aydaki Kadın" (1987), "Suat'ın Mektubu" (2018)
Şiir: "Şiirler" (1961)
İnceleme: "XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi" (1949, 1966, 1967), "Tevfik Fikret" (1937),
Deneme: "Beş Şehir" (1946), "Yahya Kemal" (1962), "Edebiyat Üzerine Makaleler" (1969), "Yaşadığım Gibi" (1970)
Hikaye: "Abdullah Efendinin Rüyaları" (1943), "Yaz Yağmuru" (1955), "Hikayeler"
İnceleme Yazısı: Beril SAYĞI
Yorumlar
Yorum Gönder