İSTEMİYORUM ÖYLEYSE ÖZGÜRÜM - BAHAR ŞAM
İSTEMİYORUM ÖYLEYSE ÖZGÜRÜM
Özgürlük denilince aklıma martılar gelir;
gökyüzünde özgürce uçmak, istediğin her yere gidebilmek… Fakat bir martı
olsaydık uçmak için de vergi vermemiz gerekirdi. Biraz daha düşününce yemek
için kayalıklarını terk edemeyen, geceleri uçamayacağını düşünen ve belli bir
bölgeden hayatı boyunca ayrılmamış bir yaşam döngüsündeki martılar özgür müdür?
Yazacaklarımı okumak ihtiyacı
duyabilirsiniz eğer istemiyorsanız okumamakta elbette ki özgürsünüz.
“Düşündüklerimi yazıya dökmekte ben özgür müyüm?” diye sorgulamam gerekirse de
buna birlikte karar verebiliriz, eğer isterseniz.
Yasal bir kusurdan yola çıkacağım; bir suç
niteliği barındıran bir durumun olduğu alandasınız, konudan bihaber tanık
konumundasınız. Böyle bir durumda suçlunun “bilmiyorum” deme özgürlüğü vardır
ancak bu özgürlük sonucu siz de dahil olmak üzere oradaki herkes suçlu
sayılmaktadır. “İstediğini yapmak” özgürlüğü bir başkasının özgürlüğüne
müdahale edebildiği için özgürlük sayılmalı mıdır? Masum bir kişi ceza almak
istememesine rağmen cezalandırıldığında yani istemediğini yaparsa özgür
değildir. Dolayısıyla istemediğini yapmakta özgürlük değildir. Bu ihtimal ve
sonuçlar ardından kişi “özgür” bırakılırsa özgür olabilir mi? Burada verilecek
cevabın “hayır” olduğunu biliyorum çünkü ihtimallerin korkusu sonuçlara doğru
adım atılmasını zorlaştıracaktır.
İçeride olsaydım dışarıda olduğumdan daha mı
esaret altında sayılırım? Gerçekten anlamıyorum, böylesine soyut bir kavramın
tüm bu somut hallere yapışmasını. Kendimi bir dolaba kapatsaydım bu insanlardan
kaçmak istediğim için olurdu ama burası içerisi sayılırken buna kimin karar
verdiğini sorgulamadan edemiyorum.
Bir başka açıdan Nazım’ın “Yaşamak bir ağaç
gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine” sözünde hissettiğimiz o güzel duyguları
gerçeğe dayalı düşündüğümüzde yaşamları boyunca birbirini destekleyen ağaçların
bunu köklerindeki bağlarla yaptığını ancak bir hastalık durumunda yine aynı
bağlardan diğerlerine de zarar verdiğini söylemek isterim.
Tabi ki biz insanlar bir ağaç veya martı
değiliz. İnsanlar diyorum, birbirine muhtaç, birbirini hayatta tutan bağlarla
bağlı ve zaman zaman aynı bağlarla birbirine zarar veren… Bağları olmayan insan
özgür müdür ya da hürriyet bireye özgü müdür bilinmez.
Bir insan tüm insanları terk etme kararı
aldığında başının üstünde asosyal damgası belirir. Evet hepimize bir etiket
verir toplum. Farklı olan dışlanır veya dışlandığını düşünür ama kendisi
dışlamıştır tüm normalleri çünkü normal olan onun için farklıdır. Aslında aynı
döngünün dişlileri haline geliriz ve tüm bağlarını koparsan bile içinde seni
buna mecbur bırakan zincirlerin vardır. Bana tüm insanlar ister yerçekimi ister
vicdan, bir şeylerle zincire vurulmuş gibi görünür.
Moda adı altında birbirinin kopyası
üretimler, cinsiyetinin, yaşının, sosyal statünün ifade özgürlüğüne koyduğu
kısıtlamalar yahut dayatmalar, hislerinin onu anlayamayan kişilerde oluşturduğu
önyargılar ve daha birçoğu… Demem o ki etçil olan martıların dahi balıklarını
tüketen insanlar tarafından simit yemeye alıştığı bir dünyada özgür
olmadığımız, sadece alıştığımızdır. İstesek de özgür olamıyoruz ve ben artık
istemiyorum, öyleyse özgürüm.
Bahar ŞAM
Tebrik ederim bu değerli ve güzel anlatımın için 🌹🌹🙂🙂
YanıtlaSil