SEVGİLİ ZARİFOĞLU - BERİL SAYĞI

SEVGİLİ ZARİFOĞLU




    İncelikler deniziydi yüreğim
    İçinde boğulanlar tanıdım, bir imcecik gösterselerdi ne olurdu?
    Çoğu yüzme bilmezdi
    Bilmek istemeyene de öğretemedim
    Belki bu kadar incinmek
    En şahsına münhasır hüneriydi yüreğimin
    Çünkü anlattım, anlamadılar
    Yüreğimin en aydınlık dehlizlerinden bağırdım
    Duymadılar, incindi yüreğim...
    Mesela insanlara tebessüm etmek hoş gelirdi bana 
    Bir zaman tebessümüm dudağımda kaldı
    Ben de beklentilerde kaldım
    Anılar defterinde unutuldum belki
    Belki kurumuş gül yaprağıydım
    Razıydım yanmaya Şem oldum, Pervane oldum
    Acz tutan ismim değildi de
    Af dileyen yüreğimdi
    İncindi yüreğim ve yandı ardından...
    Bir sevdaya gönül verdim
    Bir sevda ki âb-ı hayatı ruhumun
    Bir sevda ki bin gözlü devasa bir baş...
    Ama incindim, ama yandım, ama sevdim
    Bu dünyanın kirli sokaklarında,, tüm eylemlerim başka anlamlar kazandı
    İncitmek nedir bildiğimden beri
    İncinmek en derin nefesim oldu
    Erimek nedir söndüğümden beri
    Yanmak en soğuk ateşim oldu
    Ama sevmek yoruldu
    Yalnızlar çarşısında buldum da kendimi
    Bir ses etmedim gör diye beni
    Çünkü başım eğikti karşısında sevdanın...
    Zîra sesi çıkmazdı anılar defterinde gül yaprağının
    Sesim çıkmadı, gözlerimin haykırdığı kadar
    Başının üstünde uykular çağıran bayım,
    Ben hiç toprağa çöküp de ağlayamadım
    Yalnız hüznünü döktüm kâğıtlara
    Gözyaşlarımı defterim alsın
    İncinen yüreğim ve acziyetimle
    Yazdıklarım şiir değilse kalsın...
    En uzun yoldu içim, yürümekle bitmeyen
    Kaç gece sığdırdım bir sabaha, hatırlarım
    Koşarsam biter sandım,
    Yetişmek kolay sandım,
    Ey gece sen de aldatıldın...
    Çok anlam yükledim dünyaya
    Aklıma gelmedi bir gün koşarken takılacağım
    Limon ağaçları kurumuş hep anladım
    Kanayan yüreğimdi, dizlerim diye ağladım.
    Şimdi bir de kanadıydı yüreğim
    Bir akşamüstü kızıllığında
    Bağrımda boynu bükülmüş bir gül taşıyorum
    Ne çok sancı sığmış da yüreğime
    Bir incitmeyi sığdıramamışım
    Bir inceliktir tutturmuş gidiyorum
    Bu gürültü çağının en sessiz köşesinde 
    Asrın zarif şâirine bir mektup yazıyorum
    Kurutulmuş gül yaprağını
    Yüreğimde taşıyorum.

  Beril SAYĞI 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

İNSAN NEDİR? - ŞEVVAL CANSIZ

MAVİ’YE MEKTUPLAR - NUR ÇETİNKAYA

ARTIK ZAMAN AKMIYOR - SEFA EVLİYAOĞLU